Site icon Gazete Gündem

Disiplinin altın kuralı, kibar ve kararlı olmak!

disiplinin-altin-kurali-kibar-ve-kararli-olmak.jpg

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, çocuk disiplininde ödül-ceza dengesinin nasıl kurulması gerektiği ve doğru disiplin yöntemlerinin nasıl uygulanması gerektiği hakkında bilgi verdi.

Önemli olan, davranışın artırılması ya da azaltılması…

Çocukların disiplinin 3 yaşından itibaren başladığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Ardından her yaşa uygun şekilde bir disiplin verilerek devam eder. Disiplin, edimsel koşullandırma sistemiyle başlatılır.” dedi.

Edimsel koşullandırmanın, pekiştireçler ve cezalandırıcıları içeren bir süreç olduğunu aktaran Kilit, “Burada önemli olan, çocuğun yapmış olduğu bir davranışın arttırılması veya azaltılması yönündeki sistemlerdir. Mesela, çocuk yeni yemekleri tatmak istemiyorsa pozitif pekiştireçlerle davranış artırılabilir. Çocuk evde pişen yemeği tattıktan sonra, hemen arkasından onun sevmiş olduğu yemekten biraz vererek yeni yemekleri tatma davranışını pekiştirebiliriz.” şeklinde konuştu.

Her zaman ödül vermek rüşvete dönüşebilir!

Ödül-ceza mekanizmasında unutulmaması gereken en önemli noktanın, üç ödüle karşılık bir ceza olması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Esas olan ödül mekanizmasıyla gitmektir. Ama buradaki en büyük risk, ödülün rüşvete dönüşmemesi gerekliliği. Yani çocuğa bir şey yaptırmak için her zaman ödül verilmez. Çünkü iş rüşvete doğru döner.” dedi.

Ceza sisteminde pozitif cezalar ve negatif cezalar olduğunu dile getiren Kilit, “Pozitif ceza, yapılan davranışın artmasını sağladığı için her ne kadar adı pozitif olsa da aslında istemediğimiz bir yöntem olarak karşımıza çıkar. Yani çocuğu dövmek, çocuğa bağırmak, çocuğu aşağılamak, çocuğu odasına kilitlemek ve odasından saatlerce çıkmasına izin vermemek gibi cezalardır.” açıklamasını yaptı.

Doğru cezalandırma, hak mahrumiyeti şeklinde olmalı!

Doğru cezanın nasıl olması gerektiğine değinen Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Doğru cezalar hak mahrumiyeti şeklinde olmalı. Tıpkı bizim normal hayatta yapmış olduğumuz hatalar karşılığında bize verilen cezalar gibi. Mesela bir çalışan ay boyunca işe gitmez, görevlerini yerine getirmezse kimse ona bağırmaz, dövmez, azarlamaz; ama parasını vermez. Çocuğa da bu mantıkla ceza verilmeli.” dedi.

Doğru ceza sistemine örnek veren Kilit, sözlerini şöyle tamamladı:

“Diyelim ki çocuğun bugün yarım saat ekran kullanma süresi var. Ama o gün yarım saatine uymadı ya da ödevini yaptıktan sonra yarım saat ekran kullanma süresi var fakat o gün ödevini yapmadı. Ne olmalı? O gün yarım saat ekran kullanma süresini almamalı. Ama ertesi gün üstüne düşen sorumluluğu yerine getirirse o yarım saati tekrar almalı. Cezalar üç günden fazla verilmez. Özellikle küçük çocuklarda üç günden fazla cezayı çocuk kafasında tutamaz, neden cezalandırıldığını bile hatırlamaz. O yüzden doğru cezalandırma, hak mahrumiyeti şeklindedir ve çocuğa bu durumun kibar ama kararlı bir şekilde anlatılması gerekir. ‘Kibar ama kararlı’ buradaki anahtar kelimedir.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu Haberi Paylaşın
Exit mobile version