Site icon Gazete Gündem

Gitgide daha unutkan oluyorsanız dikkat!

gitgide-daha-unutkan-oluyorsaniz-dikkat.jpg

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Nöropsikolog Merve Türkkol, unutkanlığın psikolojik ve nörolojik nedenleri, ayırıcı tanı süreci ve uygun müdahale yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Unutkanlık her zaman masum olmayabilir!

Unutkanlığın beynin bilgiyle baş etme mekanizmalarının doğal bir parçası olduğunu dile getiren Uzman Klinik Nöropsikolog Merve Türkkol, “Her insan zaman zaman kelime bulmada zorluk, isimleri karıştırma ya da anahtarını nereye koyduğunu hatırlayamama gibi küçük unutkanlıklar yaşayabilir.” dedi.

Bu tür unutkanlıkların, dikkatin dağılması, stres, uykusuzluk gibi günlük yaşam faktörlerine bağlı olarak geliştiğinde çoğu zaman klinik bir anlam taşımadığını aktaran Türkkol, “Ancak unutkanlık, kişinin günlük yaşam işlevselliğini belirgin şekilde etkiliyorsa, giderek artıyorsa ve dil, karar verme, planlama gibi başka bilişsel alanlarla birlikte bozuluyorsa bu durumda daha dikkatli olunmalı. Klinik açıdan sınır, unutkanlığın işlev kaybı yaratıp yaratmadığı, kişinin yaşam kalitesini ne düzeyde etkilediğiyle belirlenir. Örneğin, bir doktorun hasta dosyalarını sürekli karıştırması ya da bir ebeveynin çocuğunu okuldan almayı unutması, değerlendirilmesi gereken bir işlevsellik kaybıdır.” açıklamasını yaptı.

Nörolojik nedenli unutkanlık kalıcı ve ilerleyici bir bozukluk olabiliyor!

Unutkanlığa neden olan psikolojik faktörler arasında en sık karşılaşılanların kronik stres, anksiyete bozuklukları, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve uyku bozuklukları olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Nöropsikolog Merve Türkkol, “Özellikle depresyonda görülen ‘psödodemans’ durumu, kişinin belleğiyle ilgili yoğun şikâyetlerde bulunmasına rağmen nörolojik testlerde belirgin bir bozukluğun saptanamamasıyla karakterizedir. Bu bireylerde esas problem belleğe bilgi kodlama ya da hatırlamada dikkatin dağılmasıdır.” dedi.

Nörolojik unutkanlığın ise beyindeki yapısal değişimlerden, nörotransmitter dengesizliklerinden veya sinaptik bozulmalardan kaynaklandığını ifade eden Türkkol, “Örneğin Alzheimer gibi demans türlerinde unutkanlık, özellikle yakın bellek kaybı şeklinde belirginleşir ve ilerleyici bir seyir gösterir. Psikolojik unutkanlık genellikle geçici ve geri döndürülebilirken, nörolojik nedenli unutkanlık çoğunlukla kalıcı ve ilerleyici bir bozukluk tablosu sergiler.” şeklinde konuştu.

Unutkanlığın nedeni bazı testlerle belirlenebilir!

Unutkanlık şikâyetiyle uzmana başvuran bireylerde psikolojik nedenleri ayırt edebilmek için multidisipliner bir değerlendirme süreci gerekli olduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Nöropsikolog Merve Türkkol, “İlk adımda, kişinin yaşadığı unutkanlığın tipi, süresi ve günlük yaşam üzerindeki etkileri detaylı bir öykü ile ortaya konur. Bununla birlikte eşlik eden depresif ruh hâli, yoğun kaygı, travmatik yaşantılar gibi duygusal durumlar ayrıntılı biçimde sorgulanır.” dedi.

Klinik psikolojik değerlendirme kapsamında sıklıkla depresyon ve anksiyete düzeylerini ölçen Beck Depresyon Ölçeği, Beck Anksiyete Ölçeği gibi envanterler uygulanarak bireyin ruhsal durum profilinin oluşturulduğunu söyleyen Türkkol, şöyle devam etti:

“Bu psikometrik değerlendirmelerin ardından, nöropsikolojik test bataryalarıyla bireyin dikkat, bellek, yürütücü işlevler gibi temel bilişsel alanlardaki performansı objektif olarak ölçülür. Kognitif testlerde psikojenik unutkanlık yaşayan bireyler genellikle ilk öğrenme aşamasında zorluk yaşasalar da tekrarlarda performanslarını artırabilirler. Bu durum, belleğin kayıt (kodlama) değil, bilgiyi hatırlayıp geri getirme (retrieval) aşamasında bir zayıflık olduğunu düşündürebilir. Ancak bu tür performans değişimleri bazı demans türlerinin erken evresinde de görülebileceği için dikkatli olunmalı.”

Hasta öyküsü ve nörolojik muayene doğru tanı ve uygun tedavi için önemli! 

Klinik değerlendirmenin yalnızca test sonuçlarına değil, aynı zamanda ayrıntılı öyküye dayanarak yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Uzman Klinik Nöropsikolog Merve Türkkol, “Unutkanlık ne kadar süredir devam ediyor? Giderek artıyor mu? Bu sürece eşlik eden davranışsal, duygusal ya da kişilik değişiklikleri var mı? Tüm bu sorulara verilecek yanıtlar, ayırıcı tanı açısından büyük önem taşır.” dedi.

Aynı zamanda bireyin kranial MR bulguları, EEG sonuçları ve nörolojik muayene verileri gibi nörolojik değerlendirme sonuçlarının klinik tabloyu tamamlayıcı bilgiler sunduğunu sözlerine ekleyen Türkkol, tüm bu verilerin bütüncül biçimde değerlendirildiğinde, bireyin unutkanlık yakınmalarına yönelik doğru ya da olası tanılar konabileceğini ve uygun tedavi sürecinin planlanabileceğini kaydetti.

Terapi süreci, kişinin özgüvenini yeniden inşa etmeye ve zihinsel esnekliğini artırmaya odaklanmalı!

Psikolojik nedenli unutkanlıkta en etkili müdahalenin, kişinin duygusal ve bilişsel süreçlerine bütüncül yaklaşan terapötik yöntemlerle sağlandığını ifade eden Uzman Klinik Nöropsikolog Merve Türkkol, “Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), özellikle depresyon ve anksiyete bozukluklarında unutkanlığa neden olan otomatik düşünce kalıplarını dönüştürmede oldukça etkilidir.” dedi.

Mindfulness Temelli Stres Azaltma (MBSR) programlarının da dikkati ‘şimdi ve burada’ tutma becerisi geliştirerek belleğe bilgi kodlama sürecini güçlendirdiğine işaret eden Türkkol, “Bazı vakalarda duygu düzenleme temelli terapiler, özellikle geçmiş travmalarla ilişkili unutkanlık yaşayan bireylerde fayda sağlar. Günlük planlama, hatırlatma sistemleri, görev bölme gibi bilişsel rehabilitasyon teknikleri de destekleyici olarak kullanılır. Eğer eşlik eden ciddi depresyon veya anksiyete varsa, farmakolojik destek de gündeme gelebilir. En önemlisi, terapi süreci kişinin özgüvenini yeniden inşa etmeye ve zihinsel esnekliğini artırmaya odaklanmalıdır.” önerisinde bulundu.

Psikolojik unutkanlık nörolojik hastalıkların maskelenmesine yol açabilir!

Psikolojik kökenli unutkanlığın, özellikle işlevsellikte belirgin bozulma yaratmadan uzun süre devam etmesi halinde birey tarafından hafife alınabileceğine dikkat çeken Uzman Klinik Nöropsikolog Merve Türkkol, “Bu durum kişinin sosyal, mesleki ve akademik yaşamında performans düşüklüğüne yol açabilir.” dedi.

Ayrıca unutkanlık şikâyeti bulunan bireyde altta yatan depresyon ya da anksiyete gibi bozuklukların zamanla kronikleşebileceğini kaydeden Türkkol, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hatta panik bozukluk veya yaygın anksiyete bozukluğu gibi daha komplike tablolara dönüşebilir. Psikolojik unutkanlık nörolojik hastalıkların maskelenmesine de yol açabilir. Örneğin demansın erken evresi, stres kaynaklı unutkanlık sanılarak gözden kaçırılabilir. Bu yüzden unutkanlık şikâyeti, ne kadar önemsiz görünürse görünsün ciddiyetle ele alınmalı, sistematik değerlendirme yapılmalı ve uygun bir müdahale planı oluşturulmalıdır.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu Haberi Paylaşın
Exit mobile version