Yenidoğan İşitme Taraması Hayat Kurtarıyor!

Günümüzde her yeni doğan 1000 bebekten yaklaşık 2 ile 3’ü işitme kaybı ile dünyaya geliyor. Bu oran, yoğun bakımda kalan bebeklerde daha da yükselebiliyor. Erken dönemde fark edilmeyen işitme kaybı; konuşma, dil gelişimi, sosyal beceriler ve akademik başarı üzerinde kalıcı etkilere yol açabiliyor. Bu nedenle yenidoğan işitme taraması, sağlıklı bir gelecek için atılacak ilk adımlardan biri olarak öne çıkıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Prof. Dr. Kadir Serkan Orhan, yenidoğan bebeklerde görülen işitme kayıpları ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi verdi.

İşitme testinden geçemeyen bebeklerin testi tekrarlanmalı

Bebeklerin işitme kaybı genellikle dışarıdan fark edilememektedir. Bebek, erken dönemde tepkiler verse bile bu yanıltıcı olabilmektedir. Yenidoğan işitme taraması, 2004 yılından itibaren ülkemizde Sağlık Bakanlığı kontrolünde her doğan bebeğe zorunlu olarak yapılmaktadır. Bebeğin doğduğu ilk günlerde yapılan ağrısız ve sadece birkaç dakikalık kolay bir testle işitme kaybını erken saptamak mümkündür. Bebeğin kulağının dış kısmının içine yumuşak uçlu bir alet konulduktan sonra, buradan kulağa ”klik” sesleri gönderilmektedir. Kulak bu sesi işittiği zaman kulağın iç kısmı (koklea) yankı yapmakta ve sağlık profesyoneli bilgisayar aracılığıyla, bebeğin kulağının sese nasıl karşılık verdiğini inceleyebilmektedir. Yenidoğanlarda doğumdan sonra yapılacak tarama testlerinde (OAE, Otomatik ABR) başarısızlık söz konusu olursa 2 hafta sonra tekrarlanmalıdır. Başarısızlık tekrar ederse Klinik ABR testi ile işitme kaybı olup olmadığı araştırılmalıdır.

Anne babaların işitme testinin sonuçlarını takip etmesi önemli!

İşitme tarama testi, çocukların ilerleyen yıllarda yaşıtları ile aynı düzeyde gelişim göstermeleri için büyük önem taşımaktadır. Tanı konulup erken dönemde tedavi edilen çocuklar günlük hayata kolayca adapte olabilmektedir. Anne ve babaların dikkat etmesi gereken en önemli konu, doğumdan sonra yapılan işitme taramasının sonuçlarını takip etmektir. Eğer “şüpheli” ya da “tekrar gerekli” gibi bir sonuç çıkarsa bu durum ihmal edilmemeli, ileri testler için zaman kaybetmeden referans merkezlerine başvurulmalıdır. İşitme kaybı erken teşhis edilirse, uygun işitme cihazları, koklear implant ve eğitim desteğiyle çocuk normal bir gelişim süreci izleyebilmektedir.

Çocukta görülen birçok problemin nedeni işitme kaybı olabilir

İşitme kaybı tanısı konmamış çocuklar; geç konuşma, dil geriliği, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü ve sosyal izolasyon gibi sorunlar yaşayabilmektedir. Bu durum sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal etkilere de yol açabilmektedir. Oysa işitme kaybı için ne kadar erken tanı konulursa ve tedavi başlarsa sonuçlar o kadar yüz güldürücü olabilmektedir.

Yetkilendirilmiş referans merkezlerine başvurmakta gecikmeyin

İşitme taramasında şüpheli sonuç çıkan bebeklerin mutlaka yetkilendirilmiş referans merkezlerine yönlendirilmesi gerekmektedir Bu merkezlerde ileri tanı ve tedavi süreci, uzman ekiplerce yürütülmektedir. Tanı geciktiğinde müdahale şansı azalmış olur. Bu nedenle ailelerin, yönlendirildikleri merkezlere zamanında başvurmaları büyük önem taşımaktadır. Memorial Bahçelievler Hastanesi, “Ulusal Yenidoğan İşitme Tarama Programı” kapsamında üçüncü basamak merkez olarak yetkilendirilmiştir. Bu tür merkezler, tanı doğrulama ve ileri tetkiklerin yapılabildiği donanıma ve uzmanlığa sahip kurumlar olarak öne çıkmaktadır. İşitme kaybı şüphesiyle merkezimize yönlendirilen bebekler uzman ekiplerimizin bulunduğu ve ileri teknolojilerin kullanıldığı hastanemizde multidisipliner bir yaklaşımla değerlendirilmektedir.

Koklear İmplant veya Beyin Sapı İmplantı ile tedavi mümkün

Yenidoğan işitme kayıplarında ilk 3 ayda tanının kesinleştirilmesi, ilk 6 ayda da rehabilitasyona başlanması hedeflenmektedir. Orta ve ileri derecede işitme kaybı tespit edilen bebeklere işitme cihazı verilmekte ve özel eğitim merkezlerinde eğitim almaları sağlanmaktadır. İleri derecede işitme kaybı olan bebeklerin 9. veya 10. ayda Kulak Tomografisi ve Kulak MR’ı çekilerek kulak yapıları ve işitme siniri değerlendirilmelidir. Değerlendirme ile Koklear İmplant için uygun olup olmadığına karar verilmektedir. Bebek 1 yaşına geldiğinde iç kulak yapıları ve işitme siniri uygunsa Koklear İmplant, uygun değilse Beyin Sapı İmplantı uygulanmaktadır. Böylelikle çocuklar; yaşları ilerledikçe akranları ile birlikte eğitime devam edebilmekte, işitmeyi yeniden öğrenmekte ve akranlarına yakın bir performans ile duyup konuşabilmektedir.  

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu Haberi Paylaşın
Başa dön tuşu